Bitkiler için kullanılan triterpen asitlerden bahsedelim. Bu bitki büyümesini düzenleyen aktif bir bileşendir. Ürün, tohumların ve zaten olgunlaşmış mahsullerin işlenmesinde kullanılır. Bu değerli organik bileşikler tarlada çimlenmeyi arttırır ve büyüme ve gelişme süreçlerini geliştirir. Bu madde aynı zamanda meyvelerin olgunlaşmasını hızlandırır ve çoğu mahsulün verimini artırır.
Triterpen asitler: genel açıklama
Doğal kaynaklardan izole edilen triterpen asit gruplarından biri olan bitki triterpenlerine bakıyoruz. Doğal kökenli triterpenoidler çeşitli bitkiler tarafından salgılanır - bu maddeyi glikozitler ve esterler şeklinde biriktirirler. Köknar yağı özellikle yüksek konsantrasyonda triterpen bileşikleri içerir.
Triterpen asitlerin kimyasal ve fiziksel özellikleri
Triterpenoidler ve triterpenler, diğer terpen bileşiklerinden farklı olarak doğada daha yaygındır. Yani bu değerli kimyasalın kaynakları tortul kayaçlar, petrol, hayvan dokuları ve bitkilerdir.
Triterpenler, terpenlerin aksine daha az yapısal tür çeşitliliğine sahiptir. Triterpenler kendi karbon iskeletlerini parçalayarak steroid bileşikleri oluşturabilirler.
Bazı bitkiler biyolojik olarak aktif doğal bileşiklerin toplamı olan triterpenlerin kaynağı haline gelir. Bu değerli organik bileşiklerin ortak kaynakları:
- çeşitli bitki otları;
- deniz topalak meyveleri;
- Sibirya köknarı, yani odunsu yeşillikleri.
Biyolojik olarak aktif miktarda doğal bileşik şunları içerir: betulinik, ursolik ve oleanoik asitler. Bu bileşenlerin fizikokimyasal özelliklerini ele alalım:
- Betulinik asit, oldukça yüksek yoğunluğa, kaynama noktasına ve parlama noktasına sahip, yüksek molekül ağırlıklı bir bileşiktir. Oda sıcaklığında önemli bir buhar basıncı uygulamaz, nispeten yüksek bir kırılma indisine sahiptir ve +4°C'de soğutulmalıdır.
- Ursolik asit - betulinik asitle benzer fiziksel özelliklere sahiptir (yoğunluk, moleküler ağırlık, buhar basıncı), ancak kaynama ve parlama noktalarında farklılıklar vardır. Bu kimyasal bileşiğin erime noktası betulinik asitten daha düşüktür. Ursolik asit ayrıca suda çözünmemesiyle de karakterize edilir.
- Oleanik asit. Daha ağır asitlerin aksine, oleanik asit oldukça düşük bir yoğunluğa ve buhar basıncına sahiptir. Aynı zamanda nispeten düşük bir kaynama ve erime noktasına sahiptir. Bu kimyasal bileşik suda çözünmez ancak diğer bazı organik çözücülerde çözünebilir. Bu madde 2-8 santigrat derecede saklandığında stabildir ancak güçlü oksitleyici maddeler ve alüminyumla uyumlu değildir.
Triterpen asitlerin bitkiler üzerindeki etkisi
Bu doğal maddeler, tarımda kullanılan birçok değerli özelliği bir araya getirir. Bu organik bileşikler aşağıdaki aktivite türlerine sahiptir: sitotoksik, immün düzenleyici, antiviral, antimikrobiyal ve fungisidal.
Triterpen asitlerin uygulamaları
Bu biyolojik olarak aktif maddeler ilaç ve kozmetik üretiminde yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu durumda triterpenoidler yardımcı ve aktif madde olarak bileşime dahil edilebilir.
Tarımsal sanayi üretiminde köknardan elde edilen organik bileşikler yardımıyla çeşitli mahsuller farklı büyüme aşamalarında korunur ve tohumlar işlenir. Bu, bitkilerin hayatta kalma oranını arttırmak, bağışıklık sistemini güçlendirmek ve verimliliği artırmak için yapılır.
Bu maddeyi içeren ürünler kullanılarak aşağıdakiler işlenir: üzüm, sebze, baklagiller, endüstriyel ve tahıl bitkileri. Bu etken maddeyi içeren bir ilaç bitki mahsullerine girdiğinde bağışıklık sisteminin aktivasyonuna neden olarak bitkilerin strese karşı direncini önemli ölçüde artırır.
Triterpen asitlerin toksikolojik özellikleri ve özellikleri
Bu düşük riskli bir aktif maddedir. Önerilen tüm standartlara ve kullanım düzenlemelerine uymanız halinde, madde insanlara, hayvanlara ve çevreye herhangi bir zarar vermeyecektir.
Triterpen asitleri üretme yöntemleri
Üretimde ve tarımsal endüstriyel faaliyetlerde kullanılabilecek biyolojik olarak aktif triterpenoidlerin ekstraksiyonuna yönelik çeşitli yöntemler vardır. Ana üretim kaynağı ezilmiş köknar yeşillikleridir.. İşte bu değerli organik bileşikleri elde etmek için üç endüstriyel yöntem:
- Yöntemlerden biri, maddenin organik bir ekstraktant kullanılarak ekstrakte edilmesidir. Bu yöntemde hedef ürün, alkol veya aseton ve su karışımının damıtılmasıyla izole edilir. 1, 2 veya 3 karbonlu alifatik alkol veya yüksek konsantrasyonlu asetonla ekstrakte edin. Elde edilen sıvı daha sonra bir sonraki aşama için özütleyici olarak kullanılabilir.
- Sürgünlerden ayrılan kurutulmuş köknar iğneleri, doymuş sulu sodyum bikarbonat çözeltisi ve yüzde iki sulu Na hidroksit çözeltisi ile işleme tabi tutulur. Daha sonra bikarbonat-su ve alkalin-su çözeltileri ayrılır, ardından sıvı hidroklorik asit ile pH 2'ye asitleştirilir ve dietil eter ile ekstrakte edilir.
- Başka bir yöntem, köknar iğnesi ekstraktının sulu bir alkalin ajan çözeltisi kullanılarak işlenmesidir. Daha sonra sulu alkalin solüsyonu ayrılır, pH 2'ye asitleştirilir ve tert-bütil metil eter kullanılarak özü çıkarılır. Bu ester tabakası triterpen asitleri içerecektir. Daha sonra eter katmanı, doymuş sulu NaCl çözeltisi kullanılarak yıkanır, daha sonra susuz Mg sülfat kullanılarak kurutulur ve kuruluğu tamamlayana kadar buharlaştırılır. Çıktı katı köpük olmalıdır. Bu, hedef ürünün son hali olacaktır.
